Üretimi ve dağıtımı doğrudan etkileyen, küresel bir gıda kriziyle karşı karşıyayız. Küresel Gıda Krizi Raporu 2022’ye(1) göre, akut gıda güvensizliği** 2021 yılında 53 ülke/bölgeden yaklaşık 193 milyon kişiyi etkiledi. Bu sayı, 2020 yılında akut gıda güvensizliği yaşayanlardan 40 milyon daha fazla. Üstelik tüm bunlar Şubat 2022’de Ukrayna’da patlak veren ve şüphesiz küresel gıda krizini olumsuz yönde etkileyen savaştan önceydi. Uzmanlar, küresel üretim ve açlık oranlarının 2023’te daha da kötü olacağını öngörüyor.

Ekonomide durgunluk korkusu, Rusya’da hasadın iyi gitmesi ve tahıl ticaretinin canlanacağı konusundaki beklentiler sonucu gıda fiyatları bir süre düştü. Ancak fiyatlardaki düşüşler gıda krizinin sona erdiği anlamına gelmiyor. Uzmanlar, piyasaları yükselten temel faktörlerin değişmediğini söylüyorlar. Devam etmekte olan savaş, açlık oranlarının uzun yıllar daha seyretmesine neden olabilecek çok sayıda sorundan yalnızca biri. Savaş, başta önemli mahsul üreticisi ülkeleri etkileyen kuraklık ve pandeminin kalan etkileriyle uğraşan tedarik zincirleri olmak üzere bir dizi faktörün gıda fiyatlarını fahiş oranda arttırdığı bir döneme denk geldi. Covid-19 sokağa çıkma yasaklarının ekonomilerini kötüleştirdiği yoksul ülkelerde savaş, durumu sadece daha da vahim hale getirdi. ABD Küresel Gıda Güvenliği Özel Elçisi Cary Fowler, “Bu küresel gıda krizini diğerlerinden ayıran şey, arkasında birden fazla önemli nedenin olmasıdır” diyor. Analistler ise bu faktörlerin birleşiminin asıl etkisinin ancak önümüzdeki yıl ortaya çıkacağını söylüyor: “2023 için 2022’den daha çok endişeleniyorum.”

Gıda ve Tarım Örgütü’nün Gıda Fiyat Endeksi’ne göre, Şubat 2022 başı ile Mart 2022 başı arasında dünya piyasasında tahıl fiyatları %17,1 oranında arttı. Aynı dönemde yağlı tohumların dünya piyasa fiyatları ise %24,8 oranında arttı.
Küresel Gıda Krizi Raporu 2022’ye göre, Rusya ve Ukrayna birlikte 2021 yılında dünya buğday ihracatının %33’ünü, arpa ihracatının %27’sini, mısır ihracatının %17’sini, ayçiçeği tohumu ihracatının %24’ünü ve ayçiçeği yağı ihracatının %73’ünü gerçekleştirdi. Bu arzın kesintiye uğraması, kurumsal tarım işletmelerini, bu tür mahsullerin mevcut diğer hacimlerindeki stoklarını karlı bir şekilde arttırmaya yöneltiyor. Bu da birincil gıdaların dünya fiyatlarında önüne geçilemez bir artışa neden oluyor.(2)

Dünya Gıda Sistemi
İçinde bulunduğumuz derin gıda krizinin nedenlerine geçmeden önce dünya gıda sistemine kısa bir göz atmakta fayda var. Küresel Kuzey’de*** bulunan gelişmiş ülkeler, birçok gıda ürünü ve doğal kaynak üzerinde söz sahibi. Bu tür ürünleri kendileri yerel olarak üretemedikleri/çıkaramadıkları için durumun böyle olduğunu söyleyebiliriz. Birincil gıdalar, ağırlıklı olarak tropikal ve sub-tropikal bölgelerde bulunuyor ve bu coğrafya çoğunlukla gelişmekte olan ülkelere ev sahipliği yapıyor. Bu ülkelerden yapılan ihracat, gelişmekte olan ülkeleri gıda ithalatına bağımlı hale getiriyor. Gelişmekte olan ülkeler, sadece dünya pazarındaki dalgalanmalara karşı savunmasız hale gelmekle kalmıyor, aynı zamanda tarım ticaretinde borçlu hale geliyor. Dünya gıda sisteminin işleyişi, özellikle gelişmekte olan ülkelerde gıda güvensizliğini yeniden gündeme getiriyor. Gelişmiş ülkelerdeki kurumsal tarım işletmeleri, birçok tarımsal girdi ve çıktının ticaretini kontrol ediyor. Ayrıca, günümüz dünya gıda ticaretinin büyük bir kısmı ABD doları bazlı finansal sistem üzerinden yürütülüyor.

Örneğin, kötü hava koşulları nedeniyle yakın gelecekte dünya buğday üretiminin azalması bekleniyorsa, uluslararası finansla birleşen kurumsal tarım işletmeleri, mevcut buğday stoklarını arttıracaktır. Aksi durum gıda güvensizliğini daha da kötüleştirecek ve buğday fiyatlarını artıracaktır. Gelecekte buğday üretimi artarsa veya mahsul bol olursa, kurumsal tarım işletmeleri buğday stoklarının bir kısmını, buğdayı satmak ya da depolamaktan daha karlı olması halinde fiziksel olarak imha edebilir. Başka bir deyişle, dünyadaki gıda güvensizliği, uluslararası finans ile birleşen kurumsal tarım işletmelerinin hâkim olduğu dünya gıda sisteminin temel bir sonucudur, diyebiliriz.

Sorunlar Katlanabilir
Savaşın küresel gıda üretimi üzerinde büyük bir etkisi olduğu şüphesiz. Ukrayna Tarım Bakanlığı’na göre ülke, 2022 Haziran ayında 1 milyon tonun altında buğday, mısır ve arpa ihraç etti ki bu rakam 2021’dekine göre %40 daha az. Ukrayna’da hasat henüz başladı ve üreticiler yeni mahsul için depo arayışı içerisindeler. Ancak çiftçiler mahsullerini satamazlarsa, bir sonraki sezon için tohum ve gübre için ödeme yapacak sermayeleri olmayacağından 2023’te asıl etkisi görülecek.

İlkbaharın sonlarında görülen yüksek fiyatlar, diğer ülkelerdeki üretimi tetikledi. Ancak bu durumun, başta gübre, nakliye ve tarım ekipmanları için kullanılan mazot olmak üzere birçok çiftçinin girdi maliyetlerindeki artışla dengeleneceği öngörülüyor. Gıda uzmanları, kışın daha da yükselmesi beklenen enerji fiyatlarının, mahsulün temel besin maddesi olan azotlu gübre üretimini de vuracağı konusunda uyarıyor. BM Dünya Gıda Programı Baş Ekonomisti Arif Husain, “Eğer tarımsal girdilerle özellikle de gübreyle ilgili sorunu çözemezsek, önümüzdeki yıl ürünü bulmak, satın almaktan da zor olacak” şeklinde uyarıda bulunuyor. Şu ana kadar gıda konusundaki asıl endişe tahıl ve özellikle de Ukrayna’nın büyük bir ihracatçı olduğu buğday ve bitkisel yağlardı. Ancak bazı uzmanlar, Asya mutfağının temel taşı olan pirincin fiyatı konusunda da endişeli.

Şimdilik Hindistan, Tayland ve Vietnam gibi önde gelen üretici ülkelerde yüksek oranda stok var. Ancak buğdayın yüksek maliyetinin insanların pirince yönelmesine yol açması halinde ihracat kısıtlamalarından endişe ediliyor. Küresel tahıl üretiminin sadece %10’u ihraç edildiğinden, herhangi bir ihracatçının kısıtlamaya gitmesi uluslararası fiyatlar üzerinde büyük bir etki yaratabiliyor. 2007-2008’de Hindistan ve Vietnam’ın ihracat kısıtlamaları, Filipinler gibi büyük pirinç ithalatçılarının olumsuz stok girişimleriyle beraber fiyatların iki katından fazla artmasına yol açtı. Japon yatırım bankası Nomura’nın analistleri “Pirinç fiyatlarını yakından izliyoruz” diyor ve ekliyor: “Artan buğday fiyatları pirince yönelmeye neden olursa, bu durum mevcut stokları azaltabilir, üreticileri olumsuz etkileyebilir ve zaman içinde pirinç fiyatlarının yükselmesine neden olabilir.”

Açlık Rakamları Artıyor
BM Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre pandemi, kuraklık ve diğer bölgesel çatışmalar nedeniyle 2021 yılında yaklaşık 770 milyon kişi aç kaldı ki bu rakam 2006’dan bu yana görülen en yüksek rakam. Gıda ve Tarım Örgütü, Ukrayna’daki savaşın, yetersiz beslenen insan sayısına bu yıl 13 milyon, 2023 yılında ise 17 milyon daha ekleyeceğini öngörüyor. Dünya Bankası’na göre, gıda fiyatlarındaki her 1 puanlık artışta 10 milyon kişinin daha aşırı yoksullaşması bekleniyor.

Afrika, Orta Doğu ve Orta Asya’nın büyük bölümünde temel gıda maddelerinin tüketimi, üretimden daha fazla. İklim ve Tarım Veri Platformu Gro Intelligence’a göre, küresel fiyat artışlarına en çok maruz kalanlar da bu bölgelerdeki ülkeler. Bazı gelişmekte olan ülkeler, artan gıda fiyatlarının yanı sıra para birimlerindeki düşüşün getirdiği ek yüklerle de karşı karşıya kaldı. Savaşın, özellikle Ukrayna ve Rusya’dan yapılan ithalata bağımlı olan Orta Doğu ve Afrika ülkeleri üzerindeki etkisi çok sert oldu. Mısır yardım için IMF’ye başvurdu ve Dünya Bankası Lübnan’daki krizi son 100 yılın en şiddetli krizlerinden biri olarak açıkladı. Rusya veya Ukrayna’dan alım yapmayan ancak gıda ithalatçısı olan ülkeler de aynı şekilde daha yüksek ithalat maliyetleriyle karşı karşıya kaldı. Ekmek, makarna ve yemeklik yağ gibi temel gıdalar fiyatı en hızlı artan ürün grubu haline geldi. Örneğin Bulgaristan’da bir somun ekmek, Haziran ayında bir yıl öncesine göre neredeyse %50 daha pahalıya satılıyordu. Buna ek olarak, İspanya’da yemeklik yağlar bir yıl öncesine göre neredeyse iki kat daha pahalı ve Polonya’da şeker fiyatları yüzde 40 oranında arttı.

Normal Algısı Yerle Bir Oldu
Yine de herkes kötümser davranıp krizin daha da şiddetleneceğini düşünmüyor. Geçtiğimiz aylarda Morgan Stanley, gıda fiyatlarının geleceğine ilişkin iyimser bir rapor yayınlayarak 2023 yılında artışların beklenenden daha düşük olacağını öne sürdü. Rapora göre, Ukrayna da dahil olmak üzere çiftçilerin artan tahıl üretimi, gıda enflasyonunu hafifletecek. Bununla birlikte bazı uluslararası tüccarlar, Ukrayna tahılları için Karadeniz ticaret yolunun yeniden açılmasının “fiili ateşkesin” başlangıcı olacağı konusunda umutlu olsa da Rusya’nın niyetleri konusunda hala ciddi belirsizlik var.

Birçok batılı hükümet yetkilisi ve analist, iklim değişikliği, pandemi ve dünya genelindeki diğer çatışmaların üzerine gelen savaşla birlikte mevcut gıda krizinin yıllarca süreceğini öngörüyor. Barclays Finans Grubu Analisti Michael Pond, “Gıda enflasyonunu yükselten bu faktörlerden en az birinin devam edebileceğini düşünüyorum” diyor.

Chatham House’un Kıdemli Araştırma Görevlisi Laura Wellesley, tahıl ve bitkisel yağlarda Ukrayna’ya bağımlı olan ülkeler arasında ithalat kaynaklarının çeşitlenmesinin, fiyatların daha uzun süre yüksek kalacağı anlamına geldiğini ve enerjide de benzer bir durumun yaşanacağını söylüyor ve ekliyor: “Genel tablo, arzın azaldığı ve fiyatların yükseldiği, yakın zamanda da durulma ihtimalinin olmadığı bir tablo gibi görünüyor.”

Ekonomistler de tüketicilerin kalıcı olarak daha yüksek gıda fiyatlarına alışmaları gerekebileceği konusunda uyarıyor. Capital Economics, hava koşullarında artan dalgalanma nedeniyle piyasa seviyelerinin “yüksek fiyatlarda kalacağını” tahmin ediyor. Şirketin ekonomisti Caroline Bain, iklim değişikliğinin artan etkisi nedeniyle son birkaç yıldır “düşük verimli hasat gördüğümüz inkâr edilemez” diyor. Bazı analistler, çatışmanın, gıda ürünleri de dahil olmak üzere düşük maliyetli malları dünyanın dört bir yanına ulaştırmak üzere tasarlanmış ticaret sistemini sona erdirip erdirmeyeceğini merak ediyor. Wellesley de her türlü gıdaya erişmemizi sağlayan küresel gıda ticareti sisteminin yakın zamanda normale dönemeyeceğini söylüyor ve ekliyor: “Bu da muhtemelen yüksek gıda ve gübre fiyatlarının devam etmesi ve belki de daha bölgesel tedarik zincirlerine daha fazla odaklanarak ticaret bağımlılıklarının yeniden yapılandırılması anlamına geliyor.”

Kaynakça:
1. World Food Programme, Global Report on Food Crises – 2022, https://www.wfp.org/publications/global-report-food-crises-2022

2. Food and Agricultural Organization of the United Nations, FAO Food Price Index posts significant leap in March, 08/04/2022, https://www.fao.org/newsroom/detail/fao-food-price-index-posts-significant-leap-in-march/en

Tanımlar:
* Bu yazı, Gıda Perakendecileri Derneği’nin süreli yayını olan GPD Gelişim’in Sonbahar 2022 sayısında yayınlanmıştır. Derginin tamamını okumak için tıklayınız.
** Akut gıda güvensizliği, bir kişinin yeterli gıda tüketememesinin, kişinin yaşamını veya geçimini doğrudan tehlikeye atması durumunu ifade ediyor.
*** Küresel Kuzey, temel olarak Kuzey Amerika ve Avrupa’da bulunan teknik ve sosyal olarak iyi gelişmiş ülkeleri ifade eder.