Son yıllarda sürdürülebilir yaşam bilinci giderek artıyor ve tüketim alışkanlıkları da buna bağlı olarak değişiyor. Etik, sağlık, çevresel ve ekonomik nedenler, dünya üzerinde hayvansal ürünleri terk eden tüketicilerin sayısını arttırıyor. Bu durum, perakende sektöründe yeni bir pazar yaratırken özellikle vegan ürünlere ayrılan raflar çoğalıyor.

Bugün veganlık denildiğinde akla daha çok beslenme alışkanlıkları gelse de esasen veganlık bir yaşam tarzını işaret ediyor. Vegan olmak demek, yalnızca hayvansal gıda ürünlerini tüketmemek anlamına gelmiyor; giyimden günlük yaşamda kullanılan diğer pek çok eşyaya kadar hayvanların maruz kaldıkları sömürü ve kötü muameleden olabildiğince kaçınılan bir felsefeden söz ediyoruz. Aynı zamanda veganlık, insanlar, hayvanlar ve çevrenin yararına, hayvan kullanımını içermeyen alternatiflerin geliştirilmesini ve kullanımını da desteklemek anlamına geliyor.

Vejetaryen (vegetarian) kelimesinin ilk ve son hecelerinden elde edilen vegan kelimesi, Vegan Derneği’nin (The Vegan Society) kurucularından Donald Watson tarafından literatüre kazandırıldı.
Donald Watson veganlığı şöyle anlatıyor: “Veganlık, hayvanlar alemine dair sömürü ve zulmün tüm biçimlerini dışlamanın ve yaşamı gözetmenin yoludur. Et, balık, kümes hayvanı, yumurta, bal, hayvansal tür ve türevlerini dışlayıp bitkiler aleminin ürünleriyle yaşamayı ve tamamen ya da kısmen hayvanlardan üretilen tüm ticari malların alternatiflerini kullanmak şeklinde pratiğe dökülür.”

Vegan Yaşamın Esasları
Veganların, hayvanlardan elde edilen yiyecekleri tüketmedikleri, bu yaşam felsefesinin en bilinen tarafı… Bunun yanı sıra vegan yaşamı tercih edenlerin daha pek çok detaya dikkat etmeleri gerekiyor. Örneğin veganlar, hayvansal olan ipek, kuş tüyü gibi tüylerden; angora, tiftik, keçe ve yün gibi iplerden; deri, nubuk ve kürk gibi hayvan derisinden elde edilen malzemelerin kullanıldığı ürünleri satın almıyorlar. Hayvanları kullanarak test edilmiş kozmetik ve temizlik gibi ürünler de bu yaşam biçiminde kendine yer bulamıyor.

Hayvan Hakları Teorisyeni Tom Regan, “Tüm hissedebilir canlıların bir temel hakkı bulunur; başkalarının mülkü olarak muamele görmeme hakkı” der. Buradan yola çıkarak Regan’a göre, hayvansal ürünlerle ilgili olarak ekonomik çıkarlar işaret edilerek hayvanlara zarar vermek, bir sebep olarak kabul edilmez.

Vegan Beslenme Nedir?
Veganlar yağlardan aromalara kadar hayvanlardan elde edilen hiçbir ürünle hazırlanan gıdaları tüketmiyorlar. Buna bal da dahil! Vegan beslenme biçiminin en temel gıdaları ise sebzeler, baklagiller, meyveler, tahıllar ve kuruyemişler… Amerikan Beslenme Derneği, vegan ve tam vejetaryen de dahil olmak üzere uygun biçimde planlanan tüm vejetaryen beslenmelerin sağlıklı, gıda açısından yeterli ve belli hastalıklardan korumada ve onları iyileştirmede fayda sağlar nitelikte olduğunu söylüyor. İyi planlanmış vegan beslenme, hamilelik, emzirme, bebeklik, çocukluk ve yetişkinlik gibi hayatın her evresinde bireyler için uygun olarak gösteriliyor.
Vegan beslenme, bazı proteinleri kesinlikle hayatınızdan çıkarıyor. Hayvansal ürünlerde bolca bulunan B grubu vitaminler ise başta geliyor. Bu nedenle vegan yaşam tarzını benimseyenlerin B grubu vitaminlerle ilgili düzenli kontrole gitmeleri ve bitkisel besinlerden bu ihtiyacı karşılamaları önemli. Su yosunları ve soya fasulyesinden elde edilen tempeh gibi bitkisel besinler, B12 yönünden oldukça zengin. Ancak yine de yeterli olmayabilir ve B12 takviyesi yapmak gerekebilir.

Alternatifler Artıyor
Vegan ürünler, global ölçekte yeni bir pazar yarattı. Bu tarz ürünlere erişim artık daha kolay. Bugün özellikle gıda açısından, pek çok perakende noktasında vegan ürünler bulunabiliyor. Büyük market zincirleri de vegan ürünleri satışa sundukları rafların sayısını her geçen gün arttırıyor. Online seçenekler de artmış durumda. Özellikle Covid-19 salgınıyla beraber sağlıklı beslenme trendleri öne çıkarken, alışverişin online platformlara doğru kayması, vegan ürünleri online’da da daha kolay bulunabilir bir noktaya taşıdı.

Neyin Yerine, Ne Yemeli?
Vegan yaşam tarzı özellikle de beslenme açısından düşünüldüğünde ilk bakışta zor gibi gelebilir. Ancak doğru bilgilerle pratik hale getirmek mümkün. Hangi gıdaların yerine neleri koyabileceğinizi bilmeniz ve en doğru bilgileri baz almanız burada önemli. Örneğin, kalsiyum yönünden zengin gıdalar genellikle hayvansal ürünlerle hazırlanıyor ancak bu, kalsiyum almanızı zorlaştıracak bir durum değil. Çünkü her biri birer vegan besin olan baklagiller, koyu yeşil yapraklı sebzeler, susam, tahin ve incir, kalsiyum ihtiyacınızı karşılamanız için yeterli.
Peki ya balık? Omega 3’ü nereden sağlayacağınızı düşünüyorsanız, bunun da tek kaynağı balık değil. Keten tohumu, ceviz ve semizotundan Omega-3 ihtiyacı rahatlıkla karşılanabiliyor. Kuru baklagil ve yağlı tohumların veganlar için iyi birer protein kaynağı olduklarını ve kolesterol içermediklerini de hatırlatalım.
Eğer vegan beslenmeyi tercih ediyorsanız sebze ve meyve yönünden çeşitli bir beslenme programını benimsemenizde fayda var. Son olarak, satın aldığınız ürünlerin vegan/vejetaryen ürün sertifikası (V Label) olup olmadığına dikkat etmelisiniz. V Label için kısaca vegan ve vejetaryen ürünler için kalite etiketi denilebilir. Bugün Türkiye’de de uygulanan V-Label, vegan ve vejetaryen ürün ve hizmetleri etiketlemek için kullanılan, uluslararası düzeyde kabul görmüş, tescilli bir sembol. Alışveriş yaparken tüketicilere kolaylık sağlayacak basit ve güvenilir bir kılavuz olan V-Label ile bu konuda standartlaştırılmış kriterler de teşvik ediliyor.