Perakende sektörünün en güçlü temsilcilerini bir araya getiren Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu’nun (TAMPF) yeni dönem Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Koçtaş CEO’su Alp Önder Özpamukçu seçildi. Toplamda 350 milyar liralık bir ticarete sahip olan ve 950 bin kişinin üstünde istihdam sağlayan organize perakendenin en büyük temsilcisi olan TAMPF’ın yeni başkanı Özpamukçu ile federasyonun yeni dönemdeki vizyonunu, sektör ve ekonomi için önemini ve perakendenin işgücü sorununun yanı sıra çözüm önerilerini konuştuk.

Röportaj: Hünkar S. Görel

GPD Gelişim: Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu Başkanı seçilmenizle TAMPF’ta yeni bir dönem başladı. Bu yeni dönemde ne gibi çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz? Vizyonunuz ne olacak?
Alp Önder Özpamukçu: Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu, kurulduğu 2013 yılından bu zamana dek, çatısı altındaki her bir aktörün birikimi, gücü ve göstermiş olduğu birlik ve beraberlik örneğiyle organize perakendenin üst çatı kuruluşu ve sektörün en güçlü temsilcisi oldu.
Öncelikli çalışma konularımız, tabi ki sektörümüzün sorunlarına yönelik olarak gerçekleşecek. İstihdamı arttırmak ve niteliğini geliştirmek, ekonomik katma değer yaratmaya devam etmek ve arttırmak, kayıt dışının önlenmesi ve sektörümüzün ülkemiz ekonomisini büyüten çarpan etkisini çok daha iyi anlatmak, bunlardan sadece birkaçı.
Gelecek dönemde, memleketimiz ve sektörümüz için aynı özveriyle, birlik içinde çalışmaya ve sektör adına hazırlanan tüm mevzuat çalışmalarına katkı sağlamaya devam edeceğiz.

TAMPF ülkemizin çok önemli derneklerini bir çatı altında toplayan ve perakende sektörüne yön veren bir organizasyon. Derneklerin ayrı ayrı çalışmalarının yanı sıra federasyon çatısı altında bir arada hareket ediyor olmalarının sektör ve ekonomi için öneminden bahsedebilir misiniz?
Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu, perakende sektörünün farklı alanlarda faaliyet gösteren aktörlerini bir arada tutuyor. Bizler, bu yapı içerisinde alışveriş merkezleri ve perakendeciler olarak, toplamda 350 milyar liralık bir ticarete sahip olan ve 950 bin kişinin üstünde istihdam sağlayan organize perakendenin en büyük temsilcisi olarak bir arada, uzlaşma içinde çalışıyoruz. Bu çatı altındaki herkes, sektörü için çalışırken ülke ekonomisi için de çalışmış oluyor. TAMPF, yurtiçi ve yurtdışındaki faaliyetleriyle organize perakendenin vizyonunu çiziyor.
2017 yılında 992 milyar TL olan toplam perakende pazarı, 2018 yılında 1 trilyon 61 milyar TL’ye yükseldi. Bu pazarın içinde, organize perakendenin payı, 350 milyar TL’nin üstüne çıktı. 2019’un ilk çeyreğinde ise enflasyonun bir parça altında bir ciro büyümesi görüyoruz. Sektör, rakamsal verilerin yanı sıra ekonomik büyümeye çarpan etkisiyle de katkıda bulunuyor; dolayısıyla perakendenin büyümesinin ekonomiyi hızlandırıcı, çok önemli bir etkisi var.

TAMPF’ın 2023 hedeflerinden biri de Türkiye’den çıkacak dünya markalarının federasyon çatısı altından çıkması. Bu konuda ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?
TAMPF bünyesinde bulunan üye firmalarımızın arasında yurt dışında markalaşan ve bu konuda bir hayli yol alan örnek modellerimiz var. Bu firmalarımızın hikâyelerini örnek oluşturacak şekilde diğer firmalarımızla paylaşmayı, diğer yandan da ilişkide bulunduğumuz uluslararası organizasyonlar ile bu marka yolculuklarına daha güçlü destek vermeyi hedefliyoruz.
Sektörümüzün büyümesi ve aynı zamanda modern perakendenin bu alandaki payının gelişimi, daha fazla sayıda güçlü perakende firmasının oluşumuna vesile olacaktır. ‘Know-how’ gücüyle uluslararası alanda rekabetçi ve sürdürülebilir büyüme modeli yaratan modern perakendede, marka ihracı yapabileceğimiz çok daha fazla sayıda firmamızı devreye almalıyız.

Tüm dünyada online ve fiziksel mağazacılık el ele büyümeye devam ediyor. Organize perakende sektörü, Türkiye’de dijital dönüşüme en hızlı adapte olan sektörlerden biri. Ülkemizde perakende sektörünün dijital alt yapısını değerlendirebilir misiniz?
Dünyada yeni perakendenin ve çok kanallı perakendeciliğin gelişimiyle, çok daha fazla sayıda müşteriye dokunulan bir dönüşüm süreci yaşanıyor. Perakende sektörü dijital dönüşüm yarışında bayrağı taşıyan sektörlerden bir tanesi. Tüm iş yapış biçimleri hızlı bir şekilde dijitalleşiyor ve dijital teknolojiler ekseninde yeniden yapılanıyor. Böyle bir dönemde şirketlerin ortak beklentisi, müşteri memnuniyetini en üst seviyeye çıkararak müşteri sadakatini arttırmak.
Dünyada son yıllarda, daha önce hızla büyüyen Amazon gibi firmaların açtıkları örnek fiziksel mağaza ve satın aldıkları perakende mağaza şirketleriyle trendin değiştiğini görüyoruz. Müşteriyle birebir temas eden fiziksel mağazaların, online perakendenin gücünü arttırmasındaki önemi anlaşıldı. Örneğin, Home Depot kendi alanında Amerika’da Amazon ile çok iyi rekabet edebiliyor.
Online ticaretin ülkemizde hak ettiği seviyeye ulaşması için ülkemizin lojistik ağındaki karsızlık ve yeterli büyüklükte firmaların olmaması sorununu çözmeliyiz. Diğer yandan IT altyapısı ve Ar-Ge faaliyetleri ile altyapı alanındaki know-how’ı arttırmamız gerekiyor. Online ticaretteki memnuniyet seviyesini İngiltere, ABD, Fransa ve Almanya seviyesine getirmek için özellikle lojistik ağının, diğer yandan IT altyapılarının tam ve yeterli seviyeye getirilmesi gerekiyor.

Organize perakendenin en önemli sorunlarından biri, işgücü. Bu konudaki çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
TAMPF, bugüne kadar Ankara nezdinde, organize perakendenin çatı kuruluşu olarak sektörümüzün gelişimi ve ülkemiz ekonomisine katkısının arttırılması amaçlı çalışmalarına devam etti. Sektörü ilgilendiren tüm mevzuat düzenlemelerinde bu anlayışla her zaman sağduyulu işbirlikleri gerçekleştirildi. Yaşanan sıkıntılar dile getirilebildi ve çözüm önerileri her zaman değerlendirildi.
Globalleşen iş hayatı, gelişen teknoloji ve güncel yaşamın değişmesinden kaynaklanan çeşitli gereksinimler altında gerek işçinin gerekse işverenin iş hayatının düzenlenmesine ilişkin talepleri değişiyor. Ekonomik şartlar, yoğun rekabet ortamı, istihdamın artması için işletmelerin korunması gerekliliği, kadın, öğrenci, genç işsiz, yaşlı, emekli, engelli istihdamının kolaylaştırılması ve kayıt dışı ile mücadele için çalışma hayatında esnekliğe ihtiyacımız var. Düzenleme ülke genelinde, istihdamda yüksek oranda artış doğurabilecek, istihdam sorununa hızla katkı sağlayabilecek bir fırsat. Esnek çalışma sistemi ile aktif iş hayatına giremeyen ev hanımları, öğrenciler ve emekliler iş gücüne daha çok dâhil edilebilirler. Böylelikle mevcut istihdamı koruyup, iş hayatına katılmayan potansiyeli istihdam ederek, onları kayıt altına alarak, çalışan ve işletme verimliliği arttırılacaktır. Sektör olarak esnek çalışma modelinde gerekli düzenlemelere ihtiyaç duyuyoruz. Bu ihtiyacımızla ilgili talebimizi ve çözüm önerilerimizi de federasyon olarak ilgili Bakanlıklara ilettik.

Perakende sektöründe yapılan mevzuat ve düzenlemelerde Ankara, çoğunlukla sektörümüzün fikirlerini almak için bizlerle bir araya geliyor. Ancak zaman zaman çok hızlı yapılan düzenlemelerle karşılaşabiliyoruz. Bu noktada sektör açısından sıkıntı ve yük oluşturabilecek durumlar gerçekleşebiliyor ya da kısa sürelerde değişiklikler yapılması isteniyor. Dolayısıyla sıkıntıların giderilmesi ve çıkarılan mevzuatların daha kalıcı olabilmesi için tekrar görüşmelerin gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bu da hem sektör adına hem de devlet adına bir enerji kaybına neden oluyor. Biz bu kayıpların oluşmaması adına sektörümüzü ilgilendiren tüm düzenlemeler yapılırken daima iş birliği içerisinde olduğumuzu vurgulamak istiyoruz.