Teknoloji odaklı inovasyon, içinde bulunduğumuz dijital çağda ticaretin doğal gelişim yolu olmaya devam ediyor. Ancak küresel pandemi ticarette, özellikle de perakende ticarette oldukça öngörülemeyen bir ortam yarattı ve hatta dijital inovasyonun oyun alanı haline geldi. Bu dönemde pek çok yeni deneyim ve iş yapış şekli, tüketicinin tercihi haline gelmek için kullanımına sunuldu.

Teknolojinin uzun ömürlülüğü ve uygunluğu, getiri ve karlılık üzerindeki etkileri göz önünde bulundurulduğunda teknolojiye yatırımla ilgili kararlarda birincil öneme sahip. Euromonitor International’ın 2020’de gerçekleştirilen Sektörün Sesi, Dijital Tüketici Anketi’ne göre sektör profesyonelleri, özel finansman eksikliği ve net bir yatırım getirisinin olmamasını, dijital etkinliği engelleyen en önemli nedenler olarak gösteriyor.

Bununla birlikte zorunlu kapanmalar, güvenlik protokolleri, tüketicinin mağazaları daha az ziyaret ediyor olması ve uzaktan çalışma nedeniyle şirketler, hizmetlerini hızlı, tüketici talebine uygun ve daha güvenilir hale getirmek için yeniden tasarlama fırsatı buldu. Pazara sunma süresinin kısalması ve çevik uygulama ihtiyacının ortaya çıkması, şirketlerin optimum kazançlar için dijital teknolojileri yenilikçi bir şekilde kullanmasını gerektirdi.

Bulut, Nesnelerin İnterneti ve Yapay Zekâ, 2020 boyunca ve daha öncesinde kaldıraç işlevi görerek iş yapış şekillerini destekleyen en önemli teknolojiler oldu. Ancak bugün dijital inovasyonun öncüleri olarak başka teknolojilerden bahsetmemiz gerekiyor. Arttırılmış gerçeklik/sanal gerçeklik, robotik/otomasyon ve QR kodları/barkodlar bunların başını çekiyor. Biyometri ise parmak izi teknolojilerinin ötesinde, daha geniş uygulamalarla karşımıza çıkıyor.

inabuggy.com, Kanada’da 3D Sanal Alışveriş Deneyimini Başlattı
Inabuggy, Kanadalı kullanıcıların kendi bölgelerindeki çeşitli bakkallardan ve diğer mağazalardan alışveriş yapmalarını sağlayan kişisel bir alışveriş/teslimat hizmeti. Şirket, müşterilerin öne çıkarılan ürünleri görmelerine yardımcı olmak için lüks bir marketin koridorlarında “yürümesine” olanak tanıyan bir 3D sanal alışveriş deneyimi geliştirdi. Web sitesinden kolaylıkla girilebilen uygulama, müşterilerin çevrimiçi mağaza reyonlarında gezinirken ayrıntıları görüntülemek için ürünlere tıklamasına, bilgi almasına ve sepete eklemesine olanak sağlıyor. Bu da kullanıcıların, çevrimiçi bir mağazanın geleneksel ara yüzünde gözden kaçırabilecekleri ürünleri keşfetmelerini ve evlerinden yüz yüze alışveriş deneyimi yaşamalarına olanak tanıyor.

Pandemi, e-ticaret siteleri için alternatif alışveriş ara yüzlerinin değerini vurgulayan bir ortam yarattı. Daha fazla işletme, geleneksel e-ticaret deneyiminin ötesinde bir etkileşim sunmak için farklı deneyimleri kullanmayı planlıyor. Euromonitor International’ın 2020’de gerçekleştirilen Sektörün Sesi, Dijital Tüketici Anketi’ne göre, sektör profesyonellerinin %38’inden fazlası, şirketlerinin önümüzdeki beş yıl içinde AR/VR’ye yatırım yapmayı planladıklarını belirtiyor. Çoğu perakendeci için bu tür teknolojileri bağımsız olarak geniş ölçekte kullanmak zor olsa da üçüncü taraflarla ortaklık yapmak, maliyet ve hizmet optimizasyonu sağlayabilir.

Carrefour, Körfez Ülkelerinde Çevrimiçi Market Siparişlerini Paketlemek İçin Robotlar Kullanıyor
Carrefour, 2021 yılında, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’da robotlar kullanarak çevrimiçi market alışverişi otomasyonunu başlattı. Belirli Carrefour mağazalarında, ABD merkezli Takeoff teknolojili robotlar, siparişleri hazırlıyor. Sipariş hazırlama süresini düşürerek günlük sipariş işleme sayısını arttıran bu teknoloji, Carrefour’a rekabet avantajı sağlıyor.

Kaynak: Takeoff Technologies/Knapp

Pandemi, artık hepimizin bildiği gibi çevrimiçi alışverişi beklenmeyen bir hızla arttırdı. Ancak bu durumda hem sipariş doğruluğu hem de teslimat süresi, hızla gelişen bu pazarda müşterileri elde tutmanın anahtarı haline geldi. 2020 boyunca gıda perakendecileri, çevrimiçi siparişleri için daha fazla personele ihtiyaç duydu ve bu da sipariş başına maliyetlerin artmasına neden oldu. Bugün geldiğimiz noktada gıda perakendecileri, otomasyon ve robotik kullanarak giderlerini azaltmak için daha fazla optimizasyon arayışında. Bu değişim, önümüzdeki günlerde daha da önemli hale gelecek gibi görünüyor.

PayEye, Polonya’da İris Biyometrik Ödeme Platformunu Devreye Soktu
Polonyalı menşeli bir ödeme hizmeti şirketi olan PayEye, 2020’de iris (göz) biyometrisine dayalı ilk tam ödeme ekosistemini başlattı. Kullanıcılar payeye.com’da sanal bir cüzdan oluşturup bilgilerini giriyorlar. Daha sonra PayEye ödeme terminali olan bir mağazada biyometrik bilgileri sayesinde ödeme yapabiliyorlar. PayEye, lansmanından birkaç ay sonra kafeler, marketler ve oteller gibi yüzlerce mağazada kullanılmaya başlandı.

Müşteriden ödeme almak için PayEye kullanan kafe

Kaynak: PayEye’ın paylaştığı bir görsel

Nakitsiz ödemelerde biyometri teknolojisi, henüz pek yaygın değil. Üstelik eklenen bu güvenlik özelliği başta kart dolandırıcılığı olmak üzere bazı avantajlar sağlasa da aynı zamanda birçok kullanıcı, gizlilik endişeleri nedeniyle biyometrik kimlik doğrulama konusunu dezavantaj olarak görebilir. Diğer taraftan dijital olarak bilgili ve ilgili olmayan orta yaş üstü tüketiciler, şifre gerektirmeyen bu çözüme daha sıcak bakabilir. Sonucun ne olacağını önümüzdeki günler gösterecek.

Tüketici davranışları hızla değişiyor. Bu değişikliğe ayak uydurmak zorunda olan şirketler için dijital teknolojiler ve yetenekler, her geçen gün daha büyük bir önem kazanıyor. İçinde bulunduğumuz dönemde şirketlerin belki de en çok kaygı duyması ve geliştirmeye çalışması gereken alan, dijital inovasyon ve bu yeniliklere ne kadar hızlı ve çevik bir şekilde ayak uydurabiliyor olduğu. Teknoloji odaklı tüketici eğilimlerini çok iyi okuyup buna göre yatırımlarını yapan şirketler, geleceğin şirketleri olacak gibi görünüyor.