Dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan Koronavirüs salgınının, insanların hayatını ciddi oranda etkileyip değişmesine neden olduğuna hepimiz şahitlik ediyoruz. Ipsos araştırma şirketi, dünyada ve ülkemizde bu sürecin nabzını tutmaya devam ediyor. Ipsos’un Koronavirüs Salgını ve Toplum Genel Kamuoyu Araştırması kapsamında, toplumda salgının yakın zamanda sona ermeyeceği düşüncesi kuvvetlenirken salgının yeni dalgalarının yaşanabileceğini görüşü ağırlık kazanıyor (%66).

Toplumun dörtte biri bu konuda daha kararsız iken, sadece yüzde 7’si yeni bir salgın dalgası beklemiyor. Bu beklenti, bireylerin önümüzdeki yaz döneminde günlük aktivite ve tatile ilişkin planları üzerinde etkili olabilir hatta planların askıya alınmasına neden olabilir.

Salgını toplum olarak ciddiye alıyoruz. Toplumdaki genel kanı (%68) salgının abartılmadığı yönünde. Sadece her 10 kişiden biri salgına gereğinden fazla önem atfedildiğini düşünüyor. Buna paralel olarak, vatandaşların büyük çoğunluğunun salgına yönelik bireysel tedbirlerini halen sürdürdüklerini söylemek mümkün. Maske kullanımı, elleri sık sık yıkama, kalabalık yerlere gitmeme, satın alınan ürünleri dezenfekte etme gibi davranışlar halen toplumda çok yaygın.

Salgın hem Türkiye’de hem de dünyada milyonlarca insanın günlük yaşantısının değişmesine neden oldu. Yeni dünya düzeni tartışmalarını da beraberinde getirdi. Salgının küresel ekonomi, sağlık sistemi gibi konular üzerindeki etkilerini önümüzdeki dönemde daha net göreceğiz. Diğer yandan, salgının bireylerin kendi hayatlarına bakışta köklü değişikliklere yol açtığını bugün salgın devam ederken dahi söylemek mümkün. Toplumun yarısından fazlası (%62) salgının hayata bakışlarını ciddi şekilde değiştirdiğini ifade ediyor. Üçte biri ise bu konuda daha temkinli bir söylem içinde…

Hepimiz,   “Ya Sonra Ne Olacak?” Sorusunun Cevabını Arıyoruz
Ipsos Türkiye CEO’su Sidar Gedik araştırma ile ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Türkiye’de ilk Koronavirüs vakasının teşhis edilmesinin üzerinden 2 ayı aşan bir süre geçti. İlk haftadan itibaren hayatımızın akışını temelden etkileyen bir süreç yaşamaya başladık. #evdekal kampanyasına ek olarak, uygulanan sokağa çıkma kısıtlamaları, seyahat sınırlamaları, sosyal mesafe, uzaktan çalışma, uzaktan eğitim gibi uygulamalar, yaşanan hastalıklar, kayıplar vatandaşların duygu durumlarını derinden etkiledi. Başlangıçta en hakim duygumuz güçlü bir endişe idi. Haftalar ilerledikçe bilim insanları dahil tüm kesimlerin salgına ve uygulanması gereken tedbirlere dair tecrübeleri arttı, yaşanan yeni duruma az da olsa alışmaya başladık, endişe yerini yorgunluğa bırakmaya başladı. Bilgi seviyemiz yükseldikçe de bu sürecin birkaç aydan uzun, belki de çok daha uzun süreceğini anladık. İlk hafta yaptığımız görüşmelerde “salgın birkaç ay içinde kontrol altına alınır” diyenler %45 iken şimdi %23’e kadar geriledi, “Salgının kontrol altına alınması 6 aydan uzun sürecektir” diyenlerin oranı ise %24’ten %58’e yükseldi. Vatandaşların üçte ikisi salgında yeni dalgalar yaşanabileceği düşüncesine katılıyor. Çeşitli kesimler arasında durumun abartıldığına dair iddialar, tartışmalar söz konusu olsa da vatandaşların %68’i yaşadıklarımızın bir abartı olmadığını belirtiyor. Toplum olarak Koronavirüs salgınını ciddiye alıyoruz ve salgın yaklaşık her üç kişiden ikisi için hayata bakışı şimdiden kökten değiştirmiş durumda. Toplumun çoğunluk kesimi artık bunun bir kısa mesafe koşusundan ziyade uzun bir maraton olduğu düşüncesinde ve bu maratonun parkuru da oldukça engebeli olacak, hiç bilmediğimiz bir rotadan geçecek gibi görünüyor. Hepimiz “Ya sonra ne olacak?” sorusunun cevabını arıyoruz. Önümüzdeki aylar bu sorunun cevabını aramakla geçecek.”