Haberler Türkiye Barometresi Yeni Yıl Raporu’ndan 2021 Değerlendirmeleri ve 2022 Beklentileri

Türkiye Barometresi Yeni Yıl Raporu’ndan 2021 Değerlendirmeleri ve 2022 Beklentileri

Ipsos’un her yeni yıla başlarken tekrarladığı Türkiye Barometresi Araştırması Yeni Yıl Raporu açıklandı. Rapor, kamuoyunun 2021 değerlendirmeleri ve 2022 beklentilerine dair çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor.

2021 yılı sonunda yapılan Türkiye Barometresi Araştırması’nın sonuçlarına göre ülkenin en büyük sorunu, hayatımızı anormal hale getiren büyük salgın değil. Bugünlerin en büyük sorunu, eski normalden yadigâr kadim derdimiz, ekonomi. Hem de katılımcılar, bu sorunun sorulduğu yıllar boyunca herhangi bir problemde görmediğimiz kadar baskın bir şekilde ülkenin en büyük sorunu ekonomidir diyorlar. Neredeyse her on kişiden dokuzu bu düşüncede.

Kasım sonunda “Genel olarak düşündüğünüzde, Türkiye’nin şu anki durumundan memnuniyetinizi belirtir misiniz?” sorusuna çok memnunum ve memnunum yanıtını verenlerin oranı %14 idi.
Ancak Aralık ayında bu oran daha da geriledi. Aralık ortasında %4’e kadar düştü, her dört kişiden üçü ülkenin durumundan memnun olmadığını ifade ediyordu. 20 Aralık’ta açıklanan dövize endeksli mevduat ürünü ve ardından TL’nin değer kazanması ile esen olumlu rüzgâr ile ülkenin durumundan memnun olanların oranı %8’e yükseldi.

Ekonomideki dalgalanmaların yarattığı bu memnuniyetsizlik gelecek yıla dair beklentilere de yansımış halde.

Ipsos’un Türkiye Barometresi Yeni Yıl Raporu’nda incelediği bir başka konu da Koronavirüs salgını ve toplum üzerinde bıraktığı etki oldu. Bu araştırmaya göre; salgında 21 ayı geride bırakmamıza rağmen, toplumun %70’i salgının Türkiye ekonomisi üzerinde ciddi tehlike oluşturduğu görüşünde.

Toplumun yarısı salgınla mücadele konusunda daha zor günlerin bizleri beklediği ve mücadelenin kötü gittiği görüşünde.

Yorgunluk hissi toplumdaki en baskın his.

Her 10 kişiden 5’i ya eski sosyal hayatlarına dönemeyeceğini ya da dönmek istese bile tedirgin olduğunu belirtiyor ve bireylerin %52’si de sosyal çevrelerini kaybetmiş gibi hissediyor.

Toplumun yarısı Koronavirüs salgınının 2022’den daha ileri bir tarihte kontrol altına alınabileceğini düşünüyor.

Türkiye Barometresi Yeni Yıl Raporunu değerlendiren Ipsos Türkiye CEO’su Sidar Gedik şunları söyledi: “2022 yılına girerken Türkiye’nin en önemli sorunu olarak ibre yüksek bir oranla Ekonomiyi gösterdi. Korkunç terör saldırıları ile sarsıldığımız dönemde terör, salgın korkusu ile evlerimize kapandığımız dönemde Covid-19 bile bu derece baskın bir resim oluşturmamıştı. Bu seviyede ağırlık oluşturan bir sorunun gelecek yıla damga vuracak gündem maddesi olacağını ön görmek zor değil.
Türkiye’nin şu anki durumundan memnuniyet oranında da Kasım ayında gördüğümüz %14’lük bizim bu soruda ölçtüğümüz en düşük seviye idi. Ancak Aralık ayında bu oran daha da gerileyerek %4’ü gördü.
Gelecek yılda genel olarak “Türkiye ekonomisinin durumu sizce nasıl olur?” sorusuna “daha iyi olur, aynı kalır, daha kötü olur” seçenekleri üzerinden bakarız ve genelde en geniş kesim “aynı kalır” seçeneğini belirtir. İlk defa bu sene sonunda “daha kötü olur” diyenlerin oranı diğer seçeneklerin önüne geçti. Araştırmaya katılanların yaklaşık yarısı bu görüşte.
Diğer yandan salgın, yeni varyant ile hayatımızı tehdit etmeye devam ediyor. Günlük vaka sayılarında dikkat çekici bir artış söz konusu. Bulaşıcılık oranı çok daha yüksek olan Omicron varyantının, salgının sonunu getirebilecek o “hızlı bulaşacak ama daha az zarar verecek” varyant olup olmadığını henüz bilmiyoruz. %70’i aşan bir kesim, virüsün hala büyük tehlike yarattığını söylüyor.
Son 2 yılda baş döndürücü değişimleri yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz. Kullanımdaki koruyucu aşılar, yeni geliştirilen tedavi edici ilaçlar ve en önemlisi kazandığımız bilinç ile 2022’nin salgından kurtulacağımız yıl olacağına da samimiyetle inanıyorum. Yine de sonuna kadar kendimize, yakınlarımıza ve tabi birbirimize dikkat etmeye devam edelim. Özellikle yüksek enflasyonun, hayat pahalılığının yarattığı zorluklar ile toplum olarak endişeliyiz. Ben genel olarak iyimser biri sayılmam, ancak yine de her doğan güne, her yeni yıla umutla bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Umudu kaybetmeye tahammül edemeyiz.”

Exit mobile version